Nöroanestezi alanına yaptığı muazzam katkıları sebebiyle, etik açıdan tartışmalı bir figür olsa da, Dr. Robert White, halen modern nöroşirurjinin aykırı bir öncüsü sayılagelir. Minnesota Üniversitesi’nde tıp eğitimi gördükten ve birçok farklı hastanede çalıştıktan sonra, Harvard Üniversitesi’nde Kafa nakli üzerine yaptığı araştırmalarla ünlendi. Kariyeri boyunca 10.000’e yakın beyin ameliyatı, klinik nöroşirurji, biyoetik ve halk sağlığı alanında yayımladığı 900 bilimsel araştırmasına rağmen, ona en çok ün kazandıran özelliği, Doktor White’ın maymunlarda başarılı bir kafa nakli yapan ilk beyin cerrahı olması olmuştur. Dr.White, Motherboard’a verdiği röportajda, 50 yıllık kariyerinde bir defa bile malpraktis davası açılmadığını ve hayat kurtarmayı çok özlediğini gururla anlatıyor.
Anlattıklarından anlaşıldığı kadarıyla Dr.White, kendini imkanın sınırlarını zorlamak tutkusuna kaptırmış bir bilim adamı ve beyin cerrahıydı. Daima bir şeyin şu anda imkansız görünmesinin, ileride de gerçekleşmeyeceği anlamına gelmeyeceğini savunmuş, tutkusunu takip ederek, kendi gerçekleştiremeyecek olsa dahi, üzerindeki etik baskılara ve iç hesaplaşmalarına rağmen, onun gerçekleşmesi için üzerine düşeni yapmış olduğunu söylüyordu. Dr.White, başarılı ilk operasyonundan önce defalarca, başarısız bir şekilde, aynı operasyonu maymunlarda denemişti. Neden maymunları seçtiği sorusunun cevabı büyük bir sır değildi; Maymunlar, anatomik olarak insan yapısına en yakın hayvanlar olduklarından, insan operasyonlarında karşılaşılabilecek tipte imkansızlıkları daha kolaylıkla göz önüne koyabilirlerdi. Bu yüzden, kılı kırk yararak seçim yapan Dr.White, onları seçmişti. Yaptığı tüm araştırma ve çalışmalar bir gün insan üzerinde kafa nakli yapma umuduyla oldu.
İnsan beyni yapısı ve işlevi itibariyle maymun beyninden oldukça farklı olsa da, bir insanın kafa transplantı ile, bir maymunun kafa transplantında karşılaşılacak zorluklar aşağı yukarı aynıydı. Böylece, bu cerrahi deneyin yalnızca modern nöroşirurji için değil, aynı zamanda etik, sosyolojik ve dini açıdan da önemli bir tecrübe olduğu açıktı. Yine de, bu akıllıca seçimine rağmen, Dr.White’ın tüm önceki denemelerinde , kafayı yeni bedene takılana kadar, maymun beynini yeterince kanla besleyemediği için, transplante edilen boyun-kafa sistemi kalıcı hasara uğrardı. Bunun sebebi karotid arterler ve juguler venleri ve boyunda toparlanmış sinirsel otoyolları yeterli hızla birleştirmenin zorluğuydu. Bir defasında alıcı hayvanın karın damarları daha büyük olduğu için, verici’nin kafasını alıcının karnına bağlamayı bile denemişti.
Bir çok denemenin sonunda, Dr. White, beynin, sıcaklığı 15 C’nin altına indirebilirse, ölümcül iskemi’den korunabileceğini keşfetti. Ancak yine de, boyun-kafa kompleksi orjinal bedenden ayrıldıktan sonra, beynin zarar görmesinin önüne geçemiyordu. Dr.White, verici sisteme bir türlü, yeterli oksijeni sağlayamıyordu. Bu, kafa-boyun kompleksi transplante edilene kadar, beyne yeterli kan akımını ve böylece oksijeni ulaştıracak bir sistemin varlığını gerektiriyordu. Dr.White bu sorunu çözmek için mad scientist’e bağlıyor: bir ekstrakorporeal serebral kan dolaşımı cihazı tasarlayıp oluşturuyor.
1. Serebellum
2. Oksipital Lob
3. Kafatası kemiğinden geçen elektrotlar
4. Kortikal Elektrotlar
5. Frontal Lob
6. Temporal Lob
7. Sabitleme Ünitesi
8. EEG kutusu
9. EEG preamfilerine bağlı elektrot kabloları.
10. Venöz rezervuar termistörü
11. Arteriyel line
12. Karotis için T kanül
13. Arteriyel kanülleri destekleyen üzengi teli
14. İnternal karotid arterler
15. Venöz rezervuar için huni
16. Venöz rezervuar
17. Venöz rezervuar için ısıtıcı
18. Oklüzif venöz pompa
19. Donör maymunun femoral arterinden arteriyel line
20. Donör maymunun femoral venine venöz line
21. Arteriyel kan basıncı hattı
22. Basınç transdüserü
23. Osilografik kayıt cihazına bağlı kablo
24. EEG Kabloları
Bu sistem sayesinde beyne yeterli kan ve oksijeni ulaştırabileceğini düşünüyordu. Böylece, cerrahi ekibine için can bedenden ayrılmadan kafayı bedenden ayırmak ve öteki bedene takmak için gerekli süreyi sağlamayı planlıyordu. Tüm bunları yaparken de, spinal kordun hasar görmediğinden emin olmalıydı. Her bir başarısız ameliyattan sonra, ameliyat masasında iki ölü maymun kafası ile bedeni bırakıp ameliyathaneden ayrılıyor, bir hata yaptığını ve bundan yeni şeyler öğrenmesi gerektiğini kendine telkin ediyordu. Yılmamayı, muhtemelen zorlu asistanlık yıllarını geçirdiği kliniğinde öğrenmişti. Ancak ardı ardına ölümüne sebep olduğu ve muhtemelen kafesinden çıkarıp ameliyat masasına bağlattığı ve uyuttuğu maymunların çığlıklarına aldırış etmemeyi nerden öğrenmişti, inanın benim de bir fikrim yok.
1971’de, tutkusu artık belki de hastalıklı bir hâl almış olan, 50’li yaşlarında Dr.White, nihayet ilk başarılı kafa naklini gerçekleştirdi. Dr.White, anlamlı tüm gençlik yıllarını verdiği bu kanlı uğraşısının sonucunu paylaşırken pek de alçakgönüllü davranmıyordu.Cerrahi sırasında ilk mucize, maymunun ağrıya, sese, dokunmaya ve ağrıya tepki vermiş olmasıydı. Yalnızca kafa bölgesindeydi tabii… Ölümünden kısa süre önce yapılan bir röportajda, onca yaşına rağmen yankiliğinden hiç bir şey kaybetmemiş olan Dr.White, bu ameliyatları neden yaptığını açıklarken, Rus Cerrah Petrovich Demikov’un iki kafalı köpeğini gördüğünü anlatması ve bu işe nasıl giriştiğinin hikayesini oradan başlatması, soğuk savaşın dönemin bilim adamlarında bıraktığı soğuk ve karanlık izi gösteriyor.
Denek, cerrahiden sonraki ilk günde komplikasyonlar sebebiyle ölüyor. Ancak bu süre, Dr.White’ın inceleme yapmasın ve sonuçlarını yayınlamasına yetiyor. Dr.White, kahramanlar gibi karşılanmayı bekleren, toplumun deneylerini tiksintiyle karşılamasına şaşırıyor. Onu bir Frankenstein olarak, zalim bir deri-yüzücü olarak ve delirmiş bir bilim adamı olarak gördüklerini farkediyor. Fikrinden caymayan Dr.White, bilimsel meraka sınır koymanın kabul edilemez olduğunu savunuyor sonrasında. Düşünceleri başka bir yere dönmüştü. Dr.White’ın, ameliyathane yatağında izlediği maymun nihayet anestezi komasından uyandıktan sonra o ölene kadar “Maymun Gözünü açtı” şakası yaptığı, asistanının anı defterinde kayıtlıdır. Bu operasyonu bir insanda da yapabileceğini gözü kesiyordur artık
Dr.White için ise en önemli soru Maymun’un bilincini koruyup korumadığını anlamaktı. Cerrahiden önce, maymuna kafasıyla yapabileceği ve bazı objelerini tanıdığını göstereceği hareketler öğretildi. Eğer aynı objeleri tanırsa, bu maymun bilincini korumuş anlamına gelecekti. Şöyle diyordu: “Bu, bizim ruhu, yani yaşama prensibini naklettiğimiz anlamına gelir”.
Son Yorumlar